fbpx
الرئيسية » يفكرون بإنجاب الأطفال Bebek düşünüyorlar – الدرس الرابع والعشرون

يفكرون بإنجاب الأطفال Bebek düşünüyorlar – الدرس الرابع والعشرون

أغلب المتزوجين وخاصة في أول فترة زواجهم يفكرون بإنجاب الأطفال لكي يملؤوا عليهم دنياهم ويفرحوا بهم ويربوهم أحسن تربية حتى يستطيعوا عندما يشيبون الاعتماد عليهم.

يفكرون بإنجاب الأطفال

النص المكتوب لمقطع الاستماع

تلتقي شوله و صديقتها ميليس بعد فترة طويلة من الانقطاع حيث أن شولة أصبح لديها بنت و قد كبرت و أصبحت تذهب إلى الروضة، و ميليس بعد أن تزوجت بدأت هي و زوجها يفكرون بإنجاب الأطفال. يلتقون بالبداية في كافيتيريا و يطلبون الحلويات و المثلجات، بعدها يتفقون على حضور فيلم في السينما، و عند انتظار الفيلم يشربون القهوة، لنستمع لهذه المحادثة الشيقة و لنعرف ما الذي حصل بعد أن شربوا القهوة قبل مشاهدة الفيلم.




يفكرون بإنجاب الأطفال

السؤال عن الحال و الأحوال

Şule: Seni gördüğüme çok sevindim. Uzun zamandır görüşemiyorduk
شوله: سررت لرؤيتك كثيراً. لم نستطع اللقاء منذ زمن طويل

Melis: Ben de seni gördüğüme sevindim. Düğünden sonra kimseyle pek görüşemedim
ميليس: و أنا أيضا سررت لرؤيتك. لم أقابل أحدا بعد العرس

? Şule: Haklısın canım. Çok yoğun bir dönem geçirdin. Eşin nasıl
شوله: أنت محقة. لقد كنت مشغولة كثيراً.كيف حال زوجك ؟

? Melis: İyi o da. Çalışıyor. Senin ufaklık ne yapıyor bakalım ? Büyümüştür iyice
ميليس: هو أيضاً بخير. يعمل. كيف حال صغيرتك ؟ كبرت كثيراً ؟

Şule: Evet, büyüdü canım. Kreşe başladı
شوله: نعم كبرت ياعزيزتي. بدأت بالذهاب إلى الروضة

Melis: Ooo, maşallah. Zaman ne çabuk geçiyor
ميليس: ما شاء الله. الوقت يمضي سريعاً

ماذا ستأكلون ؟

Garson: Hoş geldiniz efendim. Buyurun menü
النادل: أهلاً وسهلاً ياسيدتي. تفضلي قائمة الطعام

Melis: Teşekkürler
ميليس: شكراً

? Melis: Ne yiyelim
ميليس: ماذا نأكل ؟

Şule: Ay bilemedim. Çok aç değilim aslında
شوله: لا أعرف في الواقع لست جائعة كثيراً

Melis: Ben de çok aç değilim ama buranın mantısı çok güzeldir. Mutlaka denemelisin
ميليس: أنا أيضا لست جائعة ولكن المانتي (أكلة تركية) هنا لذيذ جداً

Şule: Aç olmasam denerdim. Başka sefere artık
شوله: لو أني جائعة لجربته. سأجربه لاحقاً

? Melis: Peki, sen bilirsin. Tatlı yiyelim mi
ميليس: كما تحبين. هل نأكل الحلويات ؟

Şule: Olabilir. Bakalım neler var menüde
شوله: حسناً. لنرى ماذا يوجد في القائمة ؟

Melis: Sütlaç, künefe, kadayıf, sakızlı muhallebi, tavukgöğsü var. Aaa bak dondurma da var
ميليس: يوجد أرز بالحليب، الكنافة، حلوى الحليب، و نوع من أنواع الحلوى (يسمى صدور الدجاج) … ويوجد أيضاً المثلجات

Şule: Sakızlı muhallebi istiyorum. Aslında dondurma da olabilir
شوله: أريد حلوى صدور الدجاج و يمكن أن آخذ المثلجات

Melis: Ben şekersiz dondurma yiyeceğim. Bu aralar kiloma dikkat etmeliyim
ميليس: سآكل مثلجات بدون سكر.علي الانتباه إلى وزني

ميليس و زوجها يفكرون بإنجاب الأطفال

? Şule: Aa! Neden
شوله: ولم ؟

Melis: Bebek düşünüyoruz
ميليس: نفكر في إنجاب طفل

Şule: Aaa çok güzel! O zaman şimdiden doktora gitmeye başlamalısın
شوله: رائع جداً. عليك الذهاب إلى الطبيب من الآن

Melis: Gidiyorum canım. Zaten doktor “hamilelik öncesinde kilona dikkat etmelisin” dedi
ميليس: أذهب يا عزيزتي. لقد قال لي الطبيب أن أنتبه إلى وزني قبل الحمل

Şule: Aynı zamanda bazı vitaminlere de şimdiden başlamalısın
شوله: وأيضاً قال علي أخذ بعض الفيتامينات

Melis: Evet canım, biliyorum. Sen de tecrübelisin bu konuda. Bu süreçte senden destek almalıyım
ميليس: نعم يا عزيزتي أعرف . لديك تجربة في هذا الموضوع. سأتلقى الدعم منك في هذه الفترة

Şule: Tabii canım, ne zaman istersen
شوله: طبعاً يا عزيزتي في أي وقت تريدين

أنواع الحلويات الموجودة في الكافتيريا

Garson: Karar verdiyseniz siparişlerinizi alabilirim
النادل: سآخذ طلبياتكم إن قررتم ما ستأكلون

Melis: Ben iki top şekersiz vanilyalı dondurma istiyorum
ميليس: سأطلب مثلجات بالفانيليا بدون سكر

Garson: Tamam efendim
النادل: حسناً يا سيدتي

Şule: Sakızlı muhallebiniz tazeyse ben de ondan istiyorum
شوله: إن كانت حلوى صدور الدجاج طازجة فأريد منها أنا أيضاً

Garson: Tatlılarımız günlük çıkar efendim
النادل: حلوياتنا طازجة يومياً يا سيدتي

Şule: Peki, iki de su alalım
شوله: حسنا واثنين من الماء

Garson: Hemen getiriyorum efendim
النادل: سـأجلبها حالاً يا سيدتي



بعد الحديث عن أنهم يفكرون بإنجاب الأطفال

? Melis: Tatlılarımızı yedikten sonra ne yapalım
ميليس: ما الذي سنفعله بعد أكل الحلويات

Şule: Zamanın varsa sinemaya gidebiliriz. Bir film gelmiş. Arkadaşım “bu filmi mutlaka görmelisin” dedi
شوله: نذهب للسينما إذا كان لديك الوقت. سيعرض فيلم قال صديقي عليك رؤيته

Melis: Bugünümü sana ayırdım. Çok güzel olur. Uzun zamandır sinemaya gitmemiştim
ميليس: لقد خصصت الوقت لأجلك. سيكون جيداً لم أذهب للسينما منذ وقت طويل

Garson: Buyurun efendim. Afiyet olsun
النادل: تفضلي سيدتي بالصحة والعافية

Melis: Teşekkürler
ميليس: شكراً

? Melis: Dondurma çok güzel. Sen beğendin mi tatlını
ميليس: المثلجات رائعة. هل أعجبتك الحلويات ؟

Şule: Şekeri daha az olsa daha güzel olabilirmiş. Yine de beğendim
شوله: لو أن السكر أقل لكانت أكثر لذة ومع ذلك أعجبتني

? Melis: Gideceğimiz filmin konusu ne
ميليس: ما هو موضوع الفيلم الذي سنراه ؟

Şule: Gerçek bir hikâyeden yola çıkılmış. Eğitimle ilgili bir film
شوله: الفيلم من قصة حقيقية له علاقة بالتعليم

Melis: Çok güzel. Tatlına devam etmeyeceksen kalkalım
ميليس: فلنذهب إذا لم تكملي أكل الحلويات

Şule: Kalkabiliriz
شوله: فلنذهب

Melis: Çok üzgünüm. Filmi izleyemeyeceğiz
ميليس: أنا مستاءة كثيراً. لن نشاهد الفيلم

Şule: Biletleri daha önceden almalıydık
شوله: كان علينا شراء البطاقات قبل ذلك

Melis: Sonraki seans bir saat sonra. Beklemek istersen ona girebiliriz
ميليس: العرض الذي يليه يبدأ بعد ساعة. نستطيع الحضور إن أردت الانتظار

سوف يشربون القهوة التركية

? Şule: Olur. Bu sırada Türk kahvesi içelim mi
شوله: حسنا. هل نشرب القهوة ؟

? Melis: Fal bakacaksan neden olmasın
ميليس: ولم لا إن قرأت لنا الفأل

Şule: Olur
شوله: حسناً

Garson: Buyurun efendim. Bu sade, bu da orta şekerli kahveleriniz
النادل: تفضلي يا سيدتي هذه القهوة بدون سكر وهذه سكر قليل

Melis: Teşekkür ederiz
ميليس: شكراً

Şule: Bu arada dün gece hiç uyuyamadık. Elif’in sabaha kadar dişi ağrıdı
شوله: بالمناسبة ، لم نستطع النوم على الإطلاق الليلة الماضية. لقد بقي سن إيليف يؤلمها حتى الصباح

Melis: Ah, kıyamam. İhmal etmeden bir dişçiye göstermelisiniz
ميليس: عليك عدم إهمال ذلك ويجب عليك أخذها إلى الطبيب

Şule: Dişçiden çok korkuyor. Korkmasa bu sabah götürecektim aslında
شوله: في الواقع كنت سآخذها هذا الصباح لولا خوفها من طبيب الأسنان

Melis: İstersen Tekin ile konuşabilirim. Onun bir arkadaşı dişçi ve çocuklarla arası çok iyi
ميليس: إن أردت سأكلم تكين صديقه طبيب أسنان وعلاقته جيدة بالأطفال



يفكرون بإنجاب الأطفال – يقرؤون الفأل من الفنجان

Şule: Çok sevinirim canım. Hadi, kahveni bitirdiysen fincanını ters çevir. Bir de dilek tutmalısın unutma
شوله: سأكون مسرورة لذلك ياعزيزتي. اقلبي فنجانك. ولا تنسي أن تتمني أمنية

Melis: Tamam çevirdim. Al bakabilirsin. Acele etmeliyiz. Filmin başlamasına az kaldı
ميليس: قلبته. انظري. علينا أن نستعجل. سيبدأ الفيلم قريباً

Şule: Soğuyana kadar beklemeliyiz
شوله: علينا الانتظار حتى يبرد

Melis: Ah evet doğru unuttum
ميليس: نعم لقد نسيت ذلك

Şule: Ben bu arada hesabı ödeyeyim. O zamana kadar soğur. Kahveler benden
شوله: خلال ذلك سأدفع الحساب حتى قيامي بهذا يكون قد برد. القهوة على حسابي

Melis: Kesene bereket canım
ميليس: فليبارك لك الله

Şule: Rica ederim
شوله: العفو

قراءة الفأل من الفنجان

Şule: Soğuduysa falına bakabiliriz artık
شوله: لنرى الفال إذا برد

Melis: Evet, soğudu. Ay çok heyecanlıyım
ميليس: نعم لقد برد. إنني متحمسة كثيراً

Şule: Hımmm… Aaa! Bebek çıkmış bak
شوله: انظري لقد ظهر طفل

Melis: Çok komiksin tatlım. Bilmediğim şeyler söyle
ميليس: أنت مضحكة ياعزيزتي. قولي شيئاً لا أعرفه

Şule: Muhabbet olsun diye bakıyorum. Yoksa böyle şeylere inanmam biliyorsun
شوله: أنت تعرفين أنني لا أومن بهذه الأشياء أقولها للتسلية فقط

Melis: Tamam tamam alınma canım. Şaka yapıyorum
ميليس: لا تأخذي على خاطرك يا عزيزتي إنني أمازحك

? Şule: Bu aralar yeni bir şeyler mi alacaksınız
شوله: هل ستشترين شيئاً جديداً خلال هذه الأيام

Melis: Evet, araba almayı düşünüyoruz
ميليس: نعم أفكر أن أشتري سيارة

Şule: Biraz daha beklemelisin
شوله: عليك الانتظار قليلاً

? Melis: Aa, neden
ميليس: لماذا ؟

Şule: Neden olacak bu aralar araba fiyatları arttı da ondan
شوله: بسبب زيادة أسعار السيارات هذه الأيام

Melis: Ben de gerçekten fal bakacaksın sandım. En son baktığında evleneceksin demiştin. Bak evlendim
ميليس: لقد ظننت حقا أنك ستقرأين لنا الفال. عندما قرأتيه آخر مرة قلت لي أنك ستتزوجين ولقد تزوجت

Şule: Tekin ile öyle bir niyetiniz olduğunu biliyordum. Fala inanma falsız da kalma
شوله: كنت أعرف بنيتك للزواج من تكين. لا تصدقي الفال ولا تبقي بدون حظ (مثل شعبي)

Melis: Hadi kalkalım artık. Biraz daha oturursak filmi kaçıracağız
ميليس: هيا فلنجلس سنفوت الفيلم

Şule: Hadi koşalım
شوله: هيا لنركض

Şule: Koşmasak yetişemeyecektik. Film başlamış
شوله: لقد بدأ الفيلم لن نستطيع اللحاق إذا لم نركض

Melis: Artık sessiz olmalıyız
ميليس: يجب ألا نتكلم الآن

بعد نهاية الفيلم – يفكرون بإنجاب الأطفال

Melis: Mükemmel bir filmdi. Film alt yazılı olmasa Tekin ile de gelebilirdik
ميليس: لقد كان الفيلم رائعاً لو كان الفيلم غير مترجم لأتيت مع تكين

? Şule: Neden? Sevmiyor mu alt yazılı filmleri
شوله: لماذا ألا يحب الأفلام المترجمة

Melis: Evet canım, ne yazık ki sevmiyor
ميليس: مع الأسف إنه لا يحبها

Şule: Keşke gelse. Filmi ben de çok beğendim. Ama biraz daha kısa olabilirdi
شوله: ليته جاء لقد أعجبني الفيلم أنا أيضاً ولكن يمكن أن يكون أقصر من ذلك

Melis: Evet 3 saat çok uzun bir süre. Ayrıca yanımızdaki insanlar sessiz olsa daha keyifli izleyebilirdik
ميليس: نعم 3 ساعات طويل جداً. ولو أخفض الناس الذين كانوا بجانبنا أصواتهم لكنا تمتعنا أكثر

Şule: Evet ya, insanlar sinemada bir şey yememeli, içmemeli, birbirleriyle konuşmamalı, telefonlarıyla ilgilenmemeli
شوله: نعم عليهم ألا يأكلوا ولا يشربوا ولا يتكلموا ولا يلعبوا بهواتفهم

Melis: Bence önümüzdeki kişileri uyarmalıydık
ميليس: برأيي كان علينا تحذيرهم

بعد نهاية اللقاء

Şule: Bence uyarsak da bir şey değişmezdi. Neyse, istersen seni eve bırakabilirim
شوله: برأيي لم يكن ليتغير شيء وإن فعلنا ذلك. إن أردت يمكنني أن أوصلك إلى البيت

Melis: Sana zahmet olmayacaksa iyi olur
ميليس: سيكون من الجيد إذا كان ذلك لا يتعبك

Şule: Ne zahmeti. Dönüşte de Elif’i okuldan alırım
شوله: أي تعب. سأمر إلى مدرسة أليف لأخذها أيضاً عندما نرجع

Melis: Daha sık görüşmeliyiz. Çok güzel bir gündü
ميليس: يجب أن نلتقي دائماً لقد كان يوماً جميلاً

Şule: Bence de öyle
شوله: وأنا أيضاً أظن ذلك

Şule: Alo, buyurun Burcu Öğretmenim. Hayırdır inşallah? Hemen geliyorum
شوله: ألو تفضلي يا آنسة بورجو هل هناك خطب ما؟ سآتي حالاً

? Melis: Bir sorun mu var canım
ميليس: هل يوجد مشكلة ياعزيزتي ؟

Şule: Elif okulda düşmüş. Onu hastaneye götürmem gerekiyor
شوله: لقد وقعت أليف في المدرسة علي أخذها للمشفى

Melis: Tamam canım çok geçmiş olsun. İstersen ben de seninle birlikte gelebilirim
ميليس: تمام يا عزيزتي أتمنى ألا يكون خطراً يمكنني المجيء معك إن أحببت

Şule: Canım teşekkür ederim. Sana ayıp olmayacaksa ben hemen gitmeliyim
شوله: شكراً جزيلاً ياعزيزتي. إن لم يكن عيباً أمامك عليّ الذهاب حالاً

Melis: Yok canım, sen acele et. Sonra görüşürüz
ميليس: لا ياعزيزتي استعجلي. نلتقي لاحقاً

Şule: Görüşürüz
شوله: إلى اللقاء



About Post Author

اترك رد

error: المحتوى محمي من النسخ أو الطبع
%d مدونون معجبون بهذه: