fbpx
الرئيسية » في بيت الجدة يوم العيد Anneannenin evinde bayramın toplantısı – الدرس الخامس عشر

في بيت الجدة يوم العيد Anneannenin evinde bayramın toplantısı – الدرس الخامس عشر

في العيد تجتمع العائلة في بيت الجدة، فيتبادلون التهاني، و يستقبلون الضيوف و يقدمون لهم الحلويات و المأكولات، لنستمع إلى هذه المحادثة الممتعة باللغة التركية.

في بيت الجدة يوم العيد

النص المكتوب لمقطع الاستماع

عائلة فوندا و أحمد تلتقي مع الأقارب في بيت الجدة العزيزة عليهم يجتمعون مع بعضهم على مائدة الفطور الشهي الذي حضرته لهم الجدة، يتبادلون التهاني و التبريكات في العيد و يتحدثون عن مشاريعهم المستقبلية. في بيت الجدة التي صنعت لهم أيضاً الحلويات. يستقبلون أيضاً الضيوف الذين يأتون إلى بيت الجدة ليهنئوها بمناسبة العيد السعيد.




في بيت الجدة يوم العيد

بداية الوصول إلى بيت الجدة

Anneanne: Hoş geldiniz yavrularım. Geçin geçin, içeriye geçin. Kahvaltı hazır. Herkes içeride, sizi bekliyoruz
الجدة: أهلاً و سهلاً يا أبنائي. ادخلوا، ادخلوا، أدخلوا إلى الداخل. الفطور جاهز. الجميع ينتظرونكم في الداخل

Funda: Bayramın mübarek olsun anneanne. Ver elini öpeyim
فوندا: مبارك عيدك يا جدتي. اعطني يدك لأقبّلها

Ahmet: Hayır önce ben öpeceğim. İlk harçlığı ben alacağım
أحمد: لا أنا أقبّل بالأول. أنا سآخذ أول عيدية

Anneanne: Çok bayramlar gör, güzel kızım
الجدة: فلتعيشوا أعياداً كثيراً يا ابنتي الجميلة

Anneanne: Sağ ol yavrum. Al bu da harçlığın. Bir dahaki bayrama kadar başka harçlık yok ona göre
الجدة: فلتبق بصحة يا ابني، خذ هذه عيديتك. برأيه سوف لن يكون هناك خرجية أخرى حتى العيد القادم

من أتى إلى بيت الجدة

? Funda: Kimler geldi anneanne
فوندا: من جاء يا جدتي ؟

Anneanne: Dayın, teyzen, kuzenlerin… Herkes burada
الجدة: خالك، خالتك، أولاد خالك و خالتك … الجميع هنا

Ahmet: Oley! Dayı, dayı! Ver elini öpeyim
أحمد: مرحى! الخال الخال! اعطني يدك لأقبّلها

Funda’nın annesi: İyi bayramlar anneciğim
أم فوندا: أعياداً طيبة يا أمي العزيزة

Funda’nın babası: Bayramın kutlu olsun anne
أبو فوندا: فليكن عيدك سعيداً يا أمي

Anneanne: Sağ olun çocuklar. Sizlerin de bayramı kutlu olsun. Haydi bakalım, herkes kahvaltıya. Kahvaltıdan sonra bayramlaşırsınız
الجدة: سلمتم يا أولادي. فليكن عيدكم سعيداً أنتم أيضاً. هيا تعالوا الجميع إلى الفطور، بعد الفطور نعايد بعضنا

الخال يسأل أحمد عن مشاريعه المستقبلية

? Dayı: Eee, nasılsın Ahmet? Hayırlı olsun, üniversiteyi de kazandın. Hangi üniversiteye gideceksin
الخال: ايي كيف حالك يا أحمد ؟ مبارك لقد فزت بمقعد في الجامعة، إلى أي جامعة ستذهب ؟

Ahmet: Sağ ol dayı. Anadolu Üniversitesine gideceğim
أحمد: سلمت يا خال، سوف أذهب إلى جامعة الأناضول

Teyze: Ooo demek Eskişehir’e gideceksin. Çok güzel memleket ama kış mevsiminde oralar çok soğuk olur. Dikkatli ol
الخالة: أوو يعني أنك ستذهب إلى اسكي شهير، مدينة جميلة جداً لكن هناك ستكون باردة جداً في فصل الشتاء خذ حذرك

Ahmet: Evet teyze, biliyorum. Eskişehir’e gidene kadar sürekli kışlık kıyafet satın alacağım
أحمد: نعم يا خالة، إنني أعرف، سوف أشتري ملابس شتوية بشكل متكررة حتى موعد ذهابي إلى اسكي شهير

Funda’nın annesi: Ahmet’in halasının kızı da Eskişehir’de yaşıyor. O yüzden içim rahat
أم فوندا: بنت عمة أحمد تعيش في اسكي شهير أيضاً، لذلك فإنني مرتاحة

Ahmet: Evet, kuzenim de orada olduğu için yurt çıkana kadar onun yanında kalacağım
أحمد: نعم و بسبب أن ابن عمي هناك أيضاً سأبقى معه حتى موعد ذهابي إلى السكن الطلابي

الخالة تسأل فوندا عن الامتحان

Teyze: Sen neler yapacaksın Funda? Üniversite de bitti
الخالة: ماذا ستفعلين أنت يا فوندا ؟ الجامعة انتهت أيضاً

Funda: Evet teyze, sınav sonuçları yakında açıklanacak
فوندا: نعم يا خالة، سوف تُنشر نتائج الامتحان قريباً

? Anneanne: Kızım, sen bitirmedin mi bu okulu? Öğretmen olmayacak mısın? Ne sınavı hâlâ yahu
الجدة: ألم تنهي هذه الجامعة يا ابنتي ؟ ألن تصبحي معلمة ؟ ما هذا الامتحان إلى الآن ؟

Funda: Evet anneanneciğim. Bitirdim ancak bu sınavın sonucuna göre görev yapacağım yer belli olacak
فوندا: يعني يا جدتي العزيزة، أنهيت الجامعة، لكن حسب نتائج هذا الامتحان يمكن معرفة المكان الذي سأتوظف فيه

? Teyze: Peki atanamazsan ne olacak
الخالة: حسناً ماذا سيحدث لو لم تجتازيه ؟

Funda’nın annesi: Allah korusun abla
أم فوندا: لا سمح الله يا أختي الكبيرة

Yenge: Şimdi atamalar zorlaştı. Neyse, eğer atanamazsan evleneceksin mecbur. Benim gün arkadaşımın mühendis oğlu var. Onlar da kız bakıyorlardı
زوجة الأخ: لقد أصبح اجتيار الامتحان صعباً. على كل حال إذا لم تجتازيه سوف تكونين مجبورة على الزواج. صديقتي في الجمعية لديها ابن مهندس، هم يبحثون عن فتاة للزواج

Funda: Öfff! Ne evlenmesi yenge! Ben öğretmen olacağım
فوندا: أووففف! زواج ماذا يا زوجة خالي! سوف أصبح معلمة



الجدة تطلب من أحمد إصلاح جلاية الصحون

Anneanne: Aman! İyi! Evde kal da gör. Ahmet! Ahmet! Gel oğlum buraya
الجدة: يا إلهي! حسناً نبقى في المنزل و نرى. أحمد! أحمد! تعال إلى هنا يا ابني

? Ahmet: Ne oldu anneanne? Harçlık mı vereceksin
أحمد: ماذا هناك يا جدتي ؟ هل ستعطيني العيدية ؟

? Anneanne: Daha o kadar bunamadım. Ne harçlığı. Gel şu bulaşık makinesine bir bak. Deterjan almıyor mu bu
الجدة: لا أستطيع تصغيرك إلى هذه الدرجة، أي عيدية ؟ تعال افحص تلك الجلاية (جلاية الصحون) هل هي لا تأخذ مسحوق الغسيل ؟

? Ahmet: Anneanne ben nereden bileyim ya bulaşık makinesi neden deterjan almıyor
أحمد: و أنا من أين لي أن أعرف لماذا لا تأخذ مسحوق الغسيل يا جدتي

Anneanne: Kızım, bu çocuk nasıl üniversite kazandı? Daha bulaşık makinesini tamir edemiyor
الجدة: كيف فاز هذا الولد بمقعد في الجامعة يا ابنتي ؟ إنه لا يستطيع إصلاح (جلاية الصحون)

? Ahmet: Anneanne ne alakası var ya
أحمد: ما العلاقة الموجودة يا جدتي ؟

Funda’nın annesi: Anne ben hallederim
أم فوندا: أنا أحل الموضوع يا أمي

يكمل أحمد حديثه مع الخال في بيت الجدة

? Dayı: Ahmet gel bakalım gel. Ne zaman gideceksin Eskişehir’e
الخال: تعال لنرى يا أحمد تعال

Ahmet: Okul eylülde başlayacak dayı. O zamana kadar İstanbul’a tatile gideceğim
أحمد: ستبدأ الجامعة في أيلول يا خال، حتى ذلك الوقت سأذهب في عطلة إلى اسطنبول

? Dayı: Ne yapacaksın İstanbul’da
الخال: ماذا ستفعل في اسطنبول ؟

Ahmet: Gezeceğim. Amcamlar da orada. Kuzenlerimi de göreceğim
أحمد: سوف اتنزه، أعمامي أيضاً هناك، سوف أرى أولاد أعمامي أيضاً

? Dayı: O zaman Eskişehir’e gitmeden önceki son görüşmemiz mi olacak bu
الخال: معناه أن هذا آخر لقاء لنا قبل ذهابك إلى اسكي شهير

Ahmet: Evet dayıcığım. Sizi çok özleyeceğim
أحمد: نعم يا خالي العزيز، سوف أشتاق لكم كثيراً

Dayı: Biz de seni özleyeceğiz
الخال: نحن أيضاً سوف نشتاق لك

الصهر و الخال يتبادلان أحاديث العمل

? Funda’nın babası: Senin işler nasıl gidiyor Hüseyin
أبو فوندا: كيف تمضي أعمالك يا حسين ؟

Dayı: İyi gidiyor enişte. Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz. Bizim işin saati yok. Sizin gibi sadece 8’den 5’e kadar çalışmıyoruz
الخال: إنها تمضي بشكل جيد يا صهري، إننا نعمل من الصباح حتى المساء. عملنا لا وقت له. نحن لا نعمل مثلكم من الساعة الثامنة حتى الساعة الخامسة فقط

Funda’nın babası: Biz de sizin kadar para kazanmıyoruz Hüseyin
أبو فوندا: نحن أيضاً لا نكسب نقوداً بقدر ما تكسبون

Dayı: Biz de kasıma kadar çalışacağız enişte. Kasımdan nisana kadar inşaat işi pek olmaz
الخال: نحن أيضاً سوف نعمل حتى الشهر الحادي عشر (تشرين الثاني) يا صهري. لا يوجد أعمال بناء كثيرة من شهر تشرين الثاني حتى شهر نيسان

رسالة معايدة تأتي إلى هاتف الجدة

Anneanne: Ahmet, telefonumdan bir ses geldi. Şuna bir bak
الجدة: يأتي صوت من هاتفي يا أحمد، فلتلقي نظرة عليه

? Ahmet: Neden kuzenlerime sormuyorsun anneanne? Bir tek torunun ben miyim
أحمد: لماذا لا تسألين أولاد خالي يا جدتي ؟ هل أنا حفيدك الوحيد ؟

Funda: Ver anneanne, ben bakarım. Mesaj gelmiş anneanne
فوندا: اعطني يا جدتي أنا سأرى، لقد جاءت رسالة يا جدتي

? Anneanne: Kimden gelmiş mesaj
الجدة: ممن جاءت الرسالة ؟

Funda: “Mehmet abinin büyük kızı” yazıyor
فوندا: مكتوب “ابنة أخوك الأكبر محمد”

? Anneanne: Heee, bizim Hayriye. Ne diyormuş
الجدة: ايييي إنها ابنتنا خيرية، ماذا تقول ؟

Funda: Bayram mesajı atmış
فوندا: لقد أرسلت رسالة معايدة

الجدة تتحسر على العيد في الماضي

Anneanne: Aaah ah! Önceden elimi öpmeye gelirlerdi. Şimdi mesaj atıyorlar, kurtuluyorlar
الجدة: آااه آه! لقد كانوا يأتون لتقبيل يدي سابقاً، الآن يرسلون رسائل، إنها يتخلصون منا

Funda’nın babası: Alo! Merhaba Erkan Abi. Sağ olun sizlerin de bayramını kutlarım. Herkese selamlar
أبو فوندا: ألو! مرحبا يا أخي أركان، تسلم، أهنئكم أيضاً بالعيد، سلامي للجميع

? Anneanne: Gördünüz mü? Aradı, bayramını kutladı. Oldu mu şimdi? Bayramın ne anlamı kaldı? Nerede o eski bayramlar
الجدة: هل رأيتم؟ لقد اتصل، لقد احتفل بالعيد، هل تمت الآن ؟ ماذا بقي من معنى للعيد ؟ أي هي الأعياد القديمة ؟

Dayı: Haklısın anne. Artık devir değişiyor. Teknoloji her şeyi kolaylaştırıyor. İnsanlar eve kadar gelmek istemiyor
الخال: إنك محقة يا أمي، الآن تتغير الحياة، التكنولوجيا تجعل كل شيء سهلاً. الناس لا تريد المجيء حتى إلى البيت



في بيت الجدة يتم استقبال ضيوف العيد

Anneanne: Ooo! Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz
الجدة: أوووو! أهلاً و سهلاً حلت البركة بمجيئكم

Misafir1: Hoş bulduk Emine Hala. Nasılsın? Bayramın mübarek olsun
الضيفة 1: أهلاً بك يا عمتي أمينة، كيف حالك ؟ فليكن عيدك مباركاً

Anneanne: Sağ ol yavrum. Sizleri gördüm daha iyi oldum. Senin de bayramın mübarek olsun. Buyurun, içeri gelin
الجدة: سلمت يا ابنتي، أصبحت أفضل عندما رأيتكم. و عيدك فليكن مباركاً، تفضلي تعالوا إلى الداخل

تقديم ضيافة العيد للضيوف

Funda’nın annesi: Funda, kuzenlerinden birini çağır. Markete kadar gitsin. Misafirler için içecek kalmamış
أم فوندا: ناد أحد أولاد خالك يا فوندا، اجعليه يذهب إلى المخزن، لم يبق شراب من أجل الضيوف

? Funda: Anne çay yapalım olmaz mı
فوندا: ألا يمكن أن نعمل الشاي يا أمي ؟

Funda’nın annesi: O kadar uzun oturmazlar. Bayram gezmesi kısa olur. Hem sıcak havada serin bir şeyler içsinler
أم فوندا: لن يبقوا لفترة طويلة، زيارة العيد تكون قصيرة، و أيضاً في هذا الجو الحار فليشربوا شيئاً بارداً

Funda: Tamam anne
حسناً يا أمي

? Yenge: Ne ikram edelim misafirlere
زوجة الخال: ماذا سنقدم للضيوف ؟

Funda’nın annesi: Yaprak sarma var. Baklava da koyalım. Su böreği kaldı mı?
أم فوندا: يوجد ملفوف ورق عنب، و لنضيع البقلاوة أيضاً، أم يبق فطائر ؟

Teyze: Su böreğini kahvaltıda bitirdik
الخالة: لقد أنهينا الفطائر على الفطور

Funda’nın annesi: Tamam, yaprak sarma ve tatlı yeter zaten. Funda sen git kolonya ve şeker tut misafirlere
أم فوندا: حسناً ملفوف ورق عنب و حلوى كاف بالفعل. فوندا أنت اذهبي و وزعي الكولونيا و الحلوى للضيوف

شغب الأولاد في بيت الجدة

Funda: Ya niye ben tutuyorum? Evin en küçük torunu Merve, o tutsun
فوندا: و لماذا أنا أوزعها ؟ أصغر الأحفاد في البيت هي مروة فلتوزعها هي

Yenge: Benim kızım daha küçük. Taşıyamaz şekerliği
زوجة الخال: ابنتي صغيرة جداً لا تستطيع حمل صحن الضيافة

Funda: O zaman o kolonyayı tutsun. Ben şeker tutarım
فوندا: معناه فلتمسك هي الكولونيا، أنا سأمسك الحلوى

Ahmet: Anne! Babam gidelim diyor
أحمد: أمي! أبي يقول فلنذهب

Funda’nın annesi: Bağırma oğlum. Misafirlere ayıp olur. Onlar gidene kadar bekleyelim. Sonra gideriz
أم فوندا: لا تصرخ يا ابني، سيكون عيباً أمام الضيوف، دعونا ننتظر حتى ذهابهم بعدها نذهب

Kuzen: Teyze, teyze! Meyve suyu aldım
ابن الخال: خالة، خالة! لقد اشتريت عصير الفواكه

? Funda’nın annesi: Hayırdır oğlum niye nefes nefese kaldın
أم فوندا: خيراً يا ابني لماذا تتنفس بصعوبة (تنهت)

Kuzen: Markete kadar koştum teyze. Bayramda her yer kapalı. Zor buldum. Gelirken de köpek kovaladı, yine koştum.
ابن الخال: لقد ركضت حتى المخزن يا خالة، في العيد كل الأماكن مغلقة، لقد وجدته بصعوبة، عندما كنت قادماً أيضاً طاردت الكلب و ركضت مرة أخرى

Funda’nın annesi: Allah iyiliğini versin senin
أم فوندا: الله يعطيك العافية

انتهاء الزيارة إلى بيت الجدة

Misafir2: Biz artık kalkalım
الضيف 2: دعونا نقوم نحن أيضاً الآن

Anneanne: Olmaz, baklavamı yemeden göndermem. Kendi ellerimle açtım
الجدة: لا يمكن، بدون أن تأكلوا البقلاوة لن أسمح لكم بالذهاب، لقد صنعتها بيدي

Misafir1: Ah, Emine Hala. İnşallah başka zaman yeriz. Önceki yerlerde de çok yedik
الضيفة 1: آه يا عمتي أمينة، نأكلها في وقت آخر إن شاء الله، لقد أكلنا كثيراً في الأماكن (التي زرناها) قبلكم

Anneanne: Ee, peki o zaman. Yine gelin
الجدة: آاا حسناً إذاً، تعالوا مرة ثانية

Misafir2: İnşallah
الضيف 2: إن شاء الله

وداع الجدة

Funda’nın babası: Anne biz de müsaade isteyelim
أبو فوندا: نحن أيضاً نطلب إذنك يا أمي

Anneanne: Müsaade sizin
الجدة: بإمكانكم الذهاب (إزنكم معاكم)

Ahmet: Anneanne ben eylülde Eskişehir’e gideceğim. Ondan önce de İstanbul’a tatile gideceğim. Uzun bir süre görüşemeyiz. Kendine iyi bak
أحمد: سوف أذهب إلى اسكي شهير في أيلول يا جدتي، قبل ذلك أيضاً سوف أذهب إلى اسطنبول من أجل العطلة، سوف لن نتقابل لمدة طويلة انتبهي على نفسك

Anneanne: Tamam oğlum. Allah zihin açıklığı versin. Gelene kadar bulaşık makinesi tamir etmeyi de öğren
الجدة: حسناً يا ابني، الله يفتح عليك، حتى وقت مجيئك تعلم إصلاح الجلاية أيضاً

Ahmet: Öf anneanne ya! Neyse hepinizi çok özleyeceğim. Görüşürüz
أحمد: أوف يا جدتي! على كل حال سأشتاق لكم جميعاً. إلى اللقاء



About Post Author

اترك رد

error: المحتوى محمي من النسخ أو الطبع
%d مدونون معجبون بهذه: